NEOPOLİS (Yılancı burnu)

Güvercinada’nın biraz ilerisinde, denize uzanan ikinci bir yarımada halindedir. Antik Neopolis’in Kuşadası’nda ilk yerleşme yeri olduğu ve iyonlar tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Sistemli bir araştırma yapılmamıştır. Görünürde birkaç duvar kalıntısı mevcuttur.

PANİONİON

Kuşadası’na bağlı Güzelçamlı sınırları içinde, Davutlar-Güzelçamlı yolu kenarında, yoldan birkaç yüz metre içeridedir. Tarihte iyon Konfederasyonuna bağlı 12 iyon şehrinin merkezidir. Ayinlerin ve törenlerin yapıldığı yer burasıdır.

PYGALE

Kuşadası’nın 3km.kadar kuzeyinde küçük bir yerleşim yeridir. Kuştur Tatil Köyünün yanındaki burun üzerinde bulunmaktadır. Agamemnon tarafından inşa edilmiştir. Dikkate değer bir kalıntıya rastlanmamaktadır.

KALEİÇİ CAMİİ

Çarşı içindedir.1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa (ölümü 1619) tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle “Öküz Mehmet Paşa Camii” adı ile de anılmaktadır. 1830 yılında onarılmıştır. Son cemaat yeri ağaçtan yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi sağdadır. Caminin giriş kapısının kanatları geometrik geçmeler ve sedef kakmalarla süslenmiştir. Camiyi 12 kenarlı ve 16 pencereli kasnak üzerine bir kubbe örtmektedir.

ÖKÜZ MEHMET PAŞA KERVANSARAYI

Kuşadası iskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1966 yılında restore edilmiştir. Deniz ticareti için yaptırılan bir Osmanlı Kalesi olup, yaklaşık 18,50*21,60m. ölçülerindeki avlunun etrafını, iki katlı revaklı bir kapalı mekan çevrelemektedir. Kuzeybatı ve Güneydoğudaki köşelerde, arka taraftan üst kata çıkılan iki merdiven vardır. Kervansarayın girişi kuzeydedir. 2.96m. enindeki mermer kapı boşluğu, basık bir kemerle örülmüştür. Kapının sadece bir görünümü vardır. Girişin sağ ve sol tarafında birer kemerle orta mekana bağlanan iki bölüm mevcuttur. Soldakinin, arkaya küçük bir kapı ile bağlandığına bakılarak, eşyaların içeri alındığı emanet bölümü olduğu saptanmıştır. Sağdaki girintinin ise Han’ın giriş ve çıkışını sağlayan görevlilerin yeri olduğu düşünülmüştür. Avlunun ortasında kazı ile açığa çıkartılan şadırvan, bugün havuz haline getirilmiştir.

Avluyu çevreleyen çapraz tonozlu her revak bölümünün arkasında bir oda mevcuttur. Odalarda ocak ve değişik ölçülerde dolaplar vardır. Kervansarayın üstünü düz bir dam örter. Damın kuzey yüzünde bazı özellikler dikkati çekmektedir.

Denizden gelecek saldırıları önlemek amacıyla, kuzeybatı ve kuzeydoğu yönlerine ayrı bir önem verilmiştir. Kuzey yüzü dış surlarla birlikte düşünüldüğü için, savunmada ağırlık buraya verilmiştir. Kervansarayın doğusundan ilçe çarşısına bir kapı açılır.

MİLLİ PARK

Samsun dağlarının Ege Denizine uzantısı olan dilek Yarımadasındaki ormanlık alan, 1966 yılında Milli Park olarak korunmaya alınmıştır. Milli Park 11.000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır ve Kuşadası ilçesinin sınırları içinde ve ilçe merkezinin güneyinde yer alır.

İlginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı yanında, Akdeniz bölgesinde ender görülen bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu özelliğinden dolayı, botanikçilerce yapılan araştırmalarla bilimsel bir değer kazanmıştır.

Milli Parkın sahip olduğu doğal çevre, yakın zamanlara kadar kara yolunun bulunmamasının da katkısıyla, kimi yaban hayvanlarının da korunduğu bir alan olagelmiştir. Bu arada soyu yeryüzünde hemen – hemen tükenmek üzere olan türlere de rast gelinmektedir. Bunun en tipik örneği Anadolu Parsıdır.

Milli Parkta, çok sayıda sürüngen,memeli hayvan ve kuş türleri bulunduğu gibi, bu alanın kıyılarında da Akdeniz’e özgü hemen –hemen bütün balık çeşitleri ile deniz kaplumbağaları yaşama ve çoğalma olanağı bulmuşlardır. Akdeniz ülkelerinde korunmaya alınan Akdeniz foku da yörenin tipik hayvanlarındandır.

Milli Park alanı içinde bulunan plajlar ve piknik yerleri, ziyaretçiler tarafından Nisan ve Ekim ayları arasında büyük ilgi çekmektedir. Park,ayrıca doğayı sevenler için orman içi patikalarda yürüme ve tırmanma olanakları da sağlamaktadır. Park içinde, İçmeler Koyu, Aydınlık Koy ve Kavaklı Plajının günübirlik kullanımını kolaylaştıran su, WC, soyunma kabinleri, kır gazinosu, piknik masa ve ocakları gibi basit yapılar geliştirilmiştir. Doğal dokunun bozulmaması için, geceleme tesisleri düşünülmemektedir.

KADIKALESİ

Kuşadası-Davutlar yolunun 10 uncu kilometresinde,dar bir yol üzerinde bulunur.Venedik ve Bizanslılar tarafından kullanılan bu kalenin bir bölümü 1976 yılında restore edilmiştir